Kimileri, Büyük Kaptan'ın Gençlerbirliği antrenörü iken Galatasaray'a gol attıktan sonra yumruk göstermesiyle ilgili spekülasyon yapmayı sürdürüyorlar. O yumruğun adresi de aşikardı aslında, velhasıl üstüne alınmaya meraklı çok kişi varmış..
Korkmaz ve kol kelimeleri benim için, 17 Mayıs 2000'de Kopenhag'da çıkan ve yarım saat sonra UEFA Kupası'nı kaldıran kolu çağrıştırıyor sadece.
Yine de diğer konuyu uzatma eğiliminde olanlara birkaç hatırlatmam olacak :
Bazıları gibi, ekmek yediği yere ihanet edercesine; eski takımına karşı motivasyonsuz olacağına, varsın kol göstersin..
Başkaları gibi, televizyon ekranlarında, Galatasaray'ın yatak odasında olanları, Esra Ceyhan'a çıkmış dedikoducu mahalle kadınları tarzında "O az para alıyor, bu çok prim alıyor, yerliler,yabancılar, vır vır, dır dır" şeklinde konuşacağına, varsın kol göstersin..
Bir takım kompleksliler gibi, Galatasaray'da bir dönem istihdam edilmiş olmak sayesinde işgal etmekte olduğu yorumcu koltuğunda, şu anki kadroda veya yönetim kurulunda bulunanlar arasında, sevdiklerini yüceltip sevmediklerini yereceğine;hatta Galatasaray yenildiği zaman sevincini gizleyemeyeceğine, varsın kol göstersin..
Bülent Korkmaz bunların hiçbirini yapmadı. Sadece sustu ve işini yaptı. .
Tıpkı satış listesine konulup, klüpte kalmak için bonservis bedelinin %20'si karşılığında
(50000 Dolar) oynadığı ve nihayetinde UEFA Kupası kaldırdığı zaman olduğu gibi.
Tıpkı sebebsiz yere kadro dışı bırakıldığı zaman olduğu gibi.
Tıpkı, bir jubile bile teklif edilmeden klüpten uzaklaştırıldığı, üstüne üstlük de "Afrika'da herhalde, ulaşamıyoruz" diye pişkince alaya alınmaya çalışıldığı zaman olduğu gibi.
Sustu ve işini yaptı.. "Sana ihtiyacımız var" dendiğinde, koşarak geldi...
O yüzden yumruk da gösterse, kol da bacak da..
Hakkı ödenmez..
3 yorum:
Harıka yazmıssınız elınıze saglık..
bravo sino.
Sağolun. Değerlere sahip çıkmayı unutmamak lazım
Yorum Gönder