Milan Baros etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Milan Baros etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Haziran 2009 Pazartesi

Fiyasko bir sezondan sonra Galatasaraylılar için züğürt tesellileri



1- Son yedi sezonun en başarılı Avrupa performansını yaşadı Galatasaray. Benfica, Hertha Berlin deplasman galibiyetleri, Olimpiakos'un devrilmesi, Fransa şampiyonunun mucizevi bir maçtan sonra elenmesi gibi nefis zaferler yaşandı. 15000'den fazla takım puanı toplandı.
Amacın "Türk olmayan takımları yenmek" olduğu hatırlandı.


2- Araya nifak sokulana kadar Kewell, Arda, Baros ve Lincoln dörtlüsü Cihanla Orhanla paslanmış gözleri yeniden açtı.


3- Yedi sezon sonra Galatasaray'dan gol kralı çıktı. Baros o kadar iyi bir futbolcu ki, diğer özelliklerinin yanında gol vuruşu sıradan kalıyor. Ona rağmen bir de gol kralı oldu.


4- Asist kralı da Galatasaray'dan. Lincoln'un oynamasına yarım devre müsaade edildi, yoksa lig tarihinin asist rekoru da kırılacaktı herhalde.


5- Fenerbahçe şampiyon olamadı.


6- Fenerbahce yine kupayı alamadı, eğlence devam ediyor.


7- Sivas şampiyon olamadı. Bülent Uygun son maç Ali Sami Yen'e "şampiyon hoca" sıfatıyla Caligula edalarıyla çıksaydı, cinnetlerden cinnet beğenmek durumda kalacaktı Galatasaray taraftarı.


8- Arda Turan'ın yükselişi sürüyor, bu konuda kanıt arayan varsa şayet :
Basın kendisine olan saldırılarını sıklaştırdı.


9- Hakan Balta istikrar idolu olma yolunda ilerliyor. Euro 2008'de Türkiye Milli Takımı'nda oynayıp da sakatlık, sinir krizi, form düşüklüğü gibi sorunlar yaşayamayan tek örnek. Linderoth'a söyleyin İsveç pasaportunu bu adama devretsin.


10- Hagi. Skibbe sonraası kısa vadeli görevi kabul etmedi, kendini meze yaptırmadı.
Bir gün elbet buluşacağız, bu böyle yarım kalmayacak.


19- Harry Kewell. Kelimeler kifayetsiz kalıyor. Sezonun en büyük güzelliği.

Share/Save/Bookmark

25 Mayıs 2009 Pazartesi

Abdurrahman Çelebi



Mustafa Denizli, şanslı mıdır efsunlu mu bilemem. Bence Denizli için kullanılacak doğru tabir kumarbaz olmalıdır. Mustafa Hoca risk almayı çok seviyor, bu riskler tuttuğu zaman da şans faktörü öne çıkıyor.


Galatasaray ve Fenerbahçe bu sezon aynı dertten muzdarip, o yüzden de paralel bir sezon geçirdiler.

Bu durumun bugünkü Beşiktaş - Galatasaray maçına etkisi şu oldu :
Her iki takımın da 70. dakikada fizik gücü olarak bittiğini hesap eden Denizli, tıpkı İnönü'deki Fenerbahçe maçında düşündüğü gibi 70'e kadar rakibini yorup, maçı sonlarda kazanmak yoluna gitti.


Bu hesap Fenerbahçe maçında tutmamıştı çünkü Güiza Beşiktaş'ın kapanırken verdiği fırsatları değerlendirmişti, Baros ise bugünkü fırsatları değerlendiremedi. (Bütün sezon durum tam tersiydi: Güiza saç baş yoldururken, Baros takımını sırtlıyordu)


Bunun yanı sıra Galatasaray iyi oynarken gelen absürd Beşiktaş golleri ile iş bitti. Kısacası, Mustafa Hoca Fenerbahçe maçında tutmayan taktiği Galatasaray maçında da uygulayarak kumar oynadı ve kazandı.

İsteyen Denizli şansı diyebilir.
Gerçek şu ki; Beşiktaş "koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler" sözünü hatırlatan bir şekilde, vasat futbol ve yürekten mücadele ile şampiyon oldu.
Tebrik etmek gerekir.


Galatasaray da bu maçı şanssızlığa bağlayacağına, bu kadar kaliteli bir kadronun nasıl bu hallere düştüğünü analiz etmelidir.


Hoca meselesini zaten malum, (Hikmet Karaman gelseydi Skibbe veya Bülent Korkmaz'ın yerine, Galatasaray şampiyondu bugün) üstüne üstlük sezonun büyük bölümünde devşirme stoperle oynamak, Baros'un alternatifsizliği (bu adamın kötü oynama hakkı yok mudur) takımın yeniçeri ocağına dönmesi gibi olaylar yaşanmasının hesabını futbol şubesi vermelidir.

Sakatların durumunun hesabını sağlık kuruluna destek olan başkan Adnan Polat vermelidir.

Özet mi istiyorsunuz konuyla ilgili?

Buyrun Galatasaray'ın Beşiktaş derbisindeki yedek kulübesi :

Aykut Erçetin, Murat Akça, Uğur Uçar, Volkan Yaman, Mehmet Güven, Aydın Yılmaz, Yaser Yıldız

Share/Save/Bookmark