8 Nisan 2009 Çarşamba

Terör



Festival kapsamında gösterilen Alman yapımı "Baader Meinhof Komplex" filmine gittim.

Tamamen gerçek bir hikaye anlatıldığı için spoiler kaygısı taşımadan biraz konusundan bahsedebilirim sizlere.


Baader-Meinhof Grubu (Andreas Baader ve Ulrike Meinhof örgütün liderleridir) veya Rote Armee Fraktion ( Kızıl Ordu Fraksiyonu) radikal sol görüşlü bir örgüttür.
RAF, II. Dünya Savaşı sonrasında Batı Almanya'nın en etkin sol örgütüydü ve kendini şehir gerillası olarak tanımlıyordu.


Filmde örgütün kuruluşu, yükselişi, Filistin kurtuluş Örgütü ile ilişkileri, eylemleri ve tasfiyesi anlatılıyor. Çok sürükleyici ve gerçek hikayeye bağlı bir anlatım tarzı var.


Söz konusu örgüt en çok, arta kalan son dördü aynı gece olmak üzere elebaşlarının tümünün cezaevinde ölmesi ile tanınır. Filmde bu ölümlerin intihar mi infaz mi olduğu konusundaki tartışmalara girilmiyor.


Masum insanların canını alan kişilerin kahramanlaştırılmaması da dikkat çekiyor.

Sağ görüşlü katilleri lanetleyip, sol görüşlü katillerin arkasından 30 yıldır ağıtlar yakan Türk entelijansiyasına selam olsun..


Netice olarak filmi çok beğendim.

Kazanan filmi izlememiş olmakla beraber, son yıllarda bu kalitede bir Holywood filmi görmediğim için, yabancı film Oscar ödülünü nasıl alamadığına hayret ettim.




Filmden sonra arkadaşlarla terörist eylemlerin nafile bir çaba olup olmadığı hususunu tartıştık.


Bence kesinlikle nafile değildir, mücadele ettiği devletleri hata yapmaları için tahrik eder terör örgütleri.

Devletler de bu oyuna gelirler genelde, teröristle terör kullanarak mücadele ederler.

Bu mücadele kapsamında kendi vatandaşlarına baskı uygulayarak saygınlık kaybederler.

Bundan başka da bir sürü değişik stratejik hata yaparlar.


Örnek mi arıyorsunuz?


İsrail' in FKÖ ile mücadele etmek amacıyla HAMAS gibi bir Frankestein yaratması.


George W. Bush'un terörle mücadele etme adına yaptığı salaklıklar.


Velhasılkelam terörizm olmasa idi, Barack Hüseyin Obama ülkemizi geleceği parlak (parlak dediysem en fazla Dış İşleri Bakanı olurdu 10 sene sonra) bir senatör olarak ziyaret ediyordu.


Şimdi ise tüm tabuları yıkarak Başkan oldu.

Sistem de bunu Amerika'nın dünyadaki mahvolmuş imajını düzeltmek adına kabullendi.


Dertlerine yansın Neo-Conlar..

Share/Save/Bookmark

5 yorum:

Dung Beetle dedi ki...

Sagci katiller serbestce dolasip ecelleriyle olunce arkasindan vatan kahramani ugurlamalari yapilirsa, solcu katiller dediklerinin hicbiri de eceliyle olmemis ve katil olmayanlarinin da failleri hala bulunamamissa; sadece entelijansiyasinin agit yakmasi turkiyenin ayibidir. Marasta bebekleri bacaklarindan ayirarak oldurenlerin liderini daha yeni goz yaslariyla ugurladi bu balik hafizali cahil millet.

SINO dedi ki...

Cahilin cesaretine alışkınız, fazla bir beklentimiz de yok ama, murekkep yalamışların de "senin katilin, benim katilim" ayrımı yapmasıdır bence ayıp olan, insanı ümitsizlige sevkeden

bartleby dedi ki...

Sino,

Yukarıda katil diye kodladığın adamlar ellerine silah almış adamlarsa, önce silahlı mücadele doğrudur yanlıştır tartışmasıyla bunu ayırmak lazım bence.

KO olsun, Türkiye'deki muadilleri (THKPC-Çayan)olsun, ellerine silahı insanların evlerini basıp; şu aile alevidir, şu aile sunnidir, ya da müslümandır gayri müslimdir, ya da türktür, kürttür vs diye çoluk cocuk kurşunlamak için almadılar. O silahlar halka karşı kullanılmadı. O örgütlerin sicillerinde üniversite hocalarına, gazetecilere ya da sanatçılara yapılmış saldırılar da yoktur.

Nato subayı, yabancı bilmemne bankası müdürü, ya da israil elçisine yapılan suikasti bugünki zihniyetimizle alkışlayacak değiliz. Ama bu hedeflere yönelik silahlanan adamlarla, Amerikan 6nci filosunu protesto eden gençleri arkadan vurmak için ellerine satır verilenlerin ne saikleri ne hedefleri ne de eylem biçimleri birbirleriyle aynıydı.

TC devleti alevi pogromundan sabıkalı adamları, kendi himayesinde başka türlü pis işin içinde kullanarak, krallar gibi yaşattı. ABD subayı kaçırmaktan sabıkalı olanları ise astı. Farklar çok.. Yoksa mesele "silahlanıp cana kıymaksa", birileri gerekli gördüğünde, o işi yapabilelim diye hepimize eğitimini veriyor zaten bunun. Birçoklarımız da gitti, güneydoğu anadolu da resmi olarak o işi icra etti. Suç da değil, yükümlülük.

Baştaki "silahlı mücadele doğrumudur" sorusuna dönersek, bence bunların İtalyan versiyonu Kızıl Tugay'lara bakmak daha faydalı olur. Gladyo operasyonunda bu örgütün nasıl güdüldüğünü, devrim yapacağız diye yola çıkıp, nasıl italyan faşistlerinin yedeğine düştüğünü artık herkes biliyor.

Bu da ayrı bir mesele tabi. Katmerli yanlış. Ama yine benim katilim senin katilin meselesi değil.

Adsız dedi ki...

Barışcım, bu sino da faşistlik var. İslamcı da değil halbuki, hayret :))

SINO dedi ki...

Bir işadamı, bir kontese "Benimle 1 Milyon $ karşılığı bir gece geçirir misiniz" der.
Kontes "neden olmasın" yanıtını verince.
"Peki 100 $ karşılığı olur mu" der işadamı.
Kontes "Siz beni ne zannediyorsunuz, küstah adam" deyince işadamının yanıtı
"Ne olduğunuzu anladım da pazarlık yapıyorum"
olur