16 Ekim 2009 Cuma

One minute



Türk Dış Politikası'nda İsrail karşıtı hamlelerin artmasının, "Son Osmanlı Tayyip Erdoğan'ın ayranı kabardı" sığlığında değerlendirilmemesi gerektiğini, Obama yönetiminin taşeronluğunu yaptığımızı düşündüğümü, beş ay önce yazmıştım.

Beş aydan beri söz konusu politika radikalleşerek devam ediyor.
Suriye ile ilişkiler tatbikattan sonra neredeyse entegrasyon anlaşması imzalayacak duruma gelmişken, İsrail Konya'daki uluslararasi tatbikattan çıkarıldı.

Doğrudur, yanlıştır bunu tartışmayacağım, tutarlı olmak kaydıyla hükümetlerin istedikleri dış politikayı gütme hakları vardır, sonuçları da zaman gösterir.

Ancak öyle bir iş yapıldı ki, "one minute" demek durumundayım.

Devlet televizyonunda İsrail karşıtı propaganda dizisi yayınlamak ne demektir Allah aşkına?


İsrail, Yahudi lobisinin himayesi altında bir devlet iken, beyazperde, beyazcam gibi tüm görsel medya da bu lobi tarafından domine edilirken; televizyon dizisi yoluyla İsrail karşıtı propaganda yapmak, Mike Tyson'a yumruk atıp kavga başlatmak kadar haddini bilmez, şuursuz bir eylemdir.

Kıytırık TRT dizisi ile İsrail'e çatmaya kalkarsan, daha ne olduğunu anlamadan Holywood'dan Avrupa sinemasına, uluslararası ağırlığı olan Amerikan dizilerinden yazılı medyaya öyle bir hücüm başlar ki üzerine, "Midnight Express" filmine rahmet okuyup, Oliver Stone'a Antalya Film festivalinde mansiyon ödülü verecek noktaya gelirsin.

Sonra ne mi olur?

Ne olacak, kendi düşen ağlamaz..
Share/Save/Bookmark

12 yorum:

TA dedi ki...

israil karşıtı olduğunu nerden çıkardın.israildeki çekimlere israil devleti izin vermiş.bu normal mi?şüpheci bakmak lazım.

SINO dedi ki...

İsrail diplomatik bir kriz gözüyle bakıyor bu olaya..

Adsız dedi ki...

Başkalarının açtığı çukura, gözleri kapalı, elleri bağlı şekilde çok itildik.Bir defa defa kendimiz kazalım, kendimiz düşelim Sinocum.

Bir de, hem Amerikan'ın taşeronluğunu iddia edip, hem de Amerikan film sektörünün gazabına uğrayacağımızı düşünmen tuhaf olmuş.

Kaç senedir söylüyorum. Türkiye başka bir ülke artık. Hassasiyetleri, öncelikleri değişiyor. Türkiye yavaş yavaş Ankaradan yönetilen bir ülke oluyor. Alışın oğlum :))

raul_eus dedi ki...

Türkiye'nin değiştiği doğru fakat bu değişim cnn ntv ve haberturkteki liberal aydınlarımızın dediği gibi vizyonla ilgili bir durum değil.

Abd Türkiye yi yeniden yapılandırmak/konumlandırmak istiyor.Ortadogu nun şu anki yapısında İsrail ona yetmiyor.Onunla beraber ılımlı islam rejimine sahip,Ortadogudaki ülkelerle tarihsel alışverişi olan bir ülke gerekiyor.Yeni Osmanlıcılık dediğimiz bu yapı Davostaki 1 dakikalık şov ile sahneye cıkmıstı zaten.

Şu an ki İsrail'e yönelik çıkışlarıda hep bu düzlemde degerlendirmek gerekiyor.Amerika İsrail'i gözden cıkarmıyor sadece Türkiye üzerinden İsrail terbiye ediliyor.Ama tabiki bunun bir sınırı var.
Abd nin tetikçisi olmayı vizyon sanan bazı arkadasların bunun sonuclarınıda görmemeleri gayet normal.

Sonuç olarak daha gerici daha Amerikancı bir Türkiye için daha fazla"demokrasi" gerekiyor.
Vizyon,güçlü Türkiye nidalarıyla hızla ilerlerken
sonunda amacımıza ulasıyoruz.Resmi olarak Amerikanın Ortadogudaki eli oluyoruz.
Bundan büyük vizyon olabilirmi.
Yaşasın yeni Osmanlıcılık,yaşasın yeni padişahımız Recep Tayyip Erdoğan.

TA dedi ki...

amerikanın türkiyeye ihtiyacı yok.zaten ıraka yerleşmiş durumda.türkiye amerikadan yönetiliyor.ankaradan değil.amerika türkiyenin suyunu yavaş yavaş ısıtıyor.bölünme çok uzakta değil.maalesef.

Umut Arıkan dedi ki...

Amerikan'ın taşeronluğunu iddia edip Amerikan film sektörünün gazabına uğrayacağımızı düşünmenin tuhaf bir yaklaşım olduğunu düşünmüyorum.

Amerika Birleşik Devletleri'nde gün olur bir anlayış hakim olur; o anlayış Amerikan Ordusunu Vietnam'a sokar, başka bir anlayış hakim olur zenciden bozma bir başkan Kahire'de müslümanlara selamın aleyküm der.

Amerika Birleşik Devletleri bir demokrasidir. Bu yüzden ABD sineması, tiyatrosu, edebiyatı yukarıda örnek verdiğim anlayışlara paralel hareket edecek diye bir kural yok.

Sinemada, TV'de belli yerleri ellerine geçirmiş olan Yahudiler, Obama Kahire'de selamın aleyküm dedi diye İslam dünyasına yaklaşmazlar. Yine bildiklerini okurlar. Kimsede onları bu yaptıklarından dolayı yerlerinden yurtlarından edemez.

Yine de tenezzül edip Türkiye aleyine ciddi bir eser vereceklerini zannetmiyorum. Olursa da izler gülerim, başka ne yapayım?

Othello dedi ki...

Israil-Amerikan entegrasyonunu cok hafife almamak gerek. Birbirlerinden habersiz ya da bagimsiz hareket etmeleri biraz zor. Eger ki Turkiye'deki Israil karsiti ruzgarlar ABD destekli ise isin icinde mutlaka Israil'in de payi vardir.

Iran'in nukleer guc oldugu, Irak'in mesruiyete, dolayisi ile potansiyel kaosa itildigi an itibari ile Israil'in bolgedeki sivriliginin biraz yoltulmasi da kendi isine geliyor.

Adsız dedi ki...

Genelkurmay açıklaması üzerinden bir okuma yapmakta fayda var. Eğer ABD ile bir İttifak var ise Ordu neden sorumluluğu hükümete atıp, bir nevi "miki işedi" diyor?

http://www.tsk.tr/10_ARSIV/10_2_Tatbikatlar/konular/2009/anadolu_kartali_tatbikati_10_23.10.html

" Türk Silahlı Kuvvetlerinin yıllık planlı tatbikatlarından olan Anadolu Kartalı (AE-09/3) Tatbikatı 10-23 Ekim 2009 tarihleri arasında, Dışişleri Bakanlığı marifetiyle ilgili ülkeler arasında yürütülen temaslar neticesinde, uluslararası katılım ertelenmiş olarak Konya’da icra edilecektir. "

Hadi bakalım sinocum, tevil et bakalım şu açıklamayı :))

SINO dedi ki...

Askerin Amerikan desteği de olsa "İsrail'e efelenmek suretiyle Arap devletlerinin abisi rolünü oynama" politikasından hoşlandığını nerden çıkardın Hasancım, illa ki sorumluluğu üzerlerinden atmaya bakıcaklar, askerliğin temel mantığı da o değil mi zaten?

Başbuğ iletişime önem veren bir komutan, mikrofonlara İsrail lehdarı bir açıklama yapana kadar TSK'nin pozisyonuyla ilgili fikrim değişmez.
Amerikan desteği olduğunu hisettiği an, bu tip bir açıklama yapacaktır, lakin böyle birşey olacağını sanmam

Adsız dedi ki...

ABD Araplara bir abi rolü için aday arayacaksa, kendisine en uygun ülke Mısırdır. Daha bir sene olmadı Gazze olaylarının ardından, Mısır'ın tavrını hatırlıyoruz değil mi? Gazze sınır kapısını dahi açmadı. O günden bu yana İhvan ı Müslimin bir çok üyesi hapse atıldı. Mısır üzerinden Arap ülkelerine etki etmek çok daha basit. Zira Mısır Arap dünyasının gündemini belirleyen ülkedir. Müziği, filmi edebiyatı hatta İslami konularda yetişmiş alimleri (Kardavi misal, Yaşar Nuri’yi Ayşe Özgül’den başka ciddiye alan yoktur) ile de facto olarak zaten lider bir ülke. (Abdünnasır'ı hatırlıyoruz.)

Türkiye ağır aksak da olsa demokrasi ile yönetilen bir ülke. Yarın iktidar değişir, olmaz ya hani CHP iktidara gelirse Ordu gibi onlarda istemez ise bu projeye abilik yapmayı. Sen ABD olsan bir sonraki seçimde iktidar değişikliğine göre akamete uğrayacak bu denli önemli bir projeyi riske atar mısın?

Mısır, gül gibi ülke. Seçim var ile yok arasında. Hüsnü Mübarek kurmuş tezgahı, höt diyenin başını eziyor. El Ezher de orada, neden Mısır değilde biz.

Ordu açıkça biz bu işin içinde değiliz, vuracaksanız kime vuracağınızı bilin diyor. Türkçesi gammazlıyor. (Dışişleri Bakanlığı marifetiyle) Bizim Paşalar ile Hariciye mensuplarının Tel Aviv aşkı bilinir. 1 Mart tezkeresinden sonra ABD “biz bu işi askerden biliriz” demişti. Şimdiden önlem alıyor asker.

Böyle önemli bir proje varsa ABD Ordunun olurunu almadan iktidara dayatmaz. En iyi ABD bilir iktidarlar yolcu asker hancıdır.

Garip ülke burası. 3-4 yıl önce Ergün Poyraz’ın kitapları Best Seller olmuştu. Hani RTE’nin AG’nin, BA’nın evvelinin Yahudilere uzandığı iddiasını dillendiren kitaplar. Cumhuriyet gazetesinde ve bilimum ilerici mahfillerde sitayişle söz edilmişti.

Bu gün gelinen nokta hazin. Bu adamlar Yahudi uşağıydı, dönmeleriydi. Hepimiz buna iman etmiştik. Şimdi İsrail ile ilişkiler bizim hamlelerimiz ile gerilince, başka bir senaryo gündeme geliyor.

Yarın bir gün ABD ile benzer sorunlar gündeme gelince kimin ajandasını uygulamaya koyduğumuz söylenecek merak ediyorum.

SINO dedi ki...

"Neden Türkiye?" sorusunun yanıtı senin yazında gizli.
Türkiye çünkü yarım yamalak bir demokrasi var dedigin gibi ve dedigin gibi garip bir ülke.

Güç dengeleri olan ülkeyi çok daha kolay manipüle edersin, Saddam olayından ders almış olsa gerek Amerika. Besler büyütürsün, yarın öbür gün palazlanınca seni tanımaz olur.

Ama Türkiye'de sana karşı geleni cezalandırır durursun, nasıl Amerika 1 Mart'i askerden bildikten sonra TSK darbe üstüne darbe yediyse, yarın öbürgün hükümete kızıldığı zaman da yıpratıcak bir sürü unsur var.
Ahmedinejad'in Mübarek'in karşısına koyacağın hiçbir unsur yok ama..

Adsız dedi ki...

Asker 1 Mart tezkeresine karşı çıkmanın bedelini gördü ise, neden hala ayak diretiyor. Hatta onun da ötesinde "marifetiyle" diye tuhaf bir jargon kullanıyor. Hükümeti İsraile mi yoksa ABD'ye gammazlıyor. Birde İsrail'i ABD'ye sığınmış bekçi köpeği görmek tuhaf. Başkanın basın açıklamasını kesip telefona getirtebilen bir ülkeden söz ediyoruz. Eğer israili ehilleştirmekse hedef ABD kendi yapamadığını, kendi yönetmleri ile bizim üzerimizden hiç yapamaz.

Türkiyenin hali hazırda siyasi yapısı da RTE'ye alternatif üretmekten yoksun. Kim gelecek, bütün seçimleri kaybeden Baykal mı,Devlet hastanesine gitse ıslak çarşafa sarılıp deli raporu verilebilecek Bahçeli mi, Demirelin arkadaşı Cindoruk mu, yoksa Mahsun Mustafa SarıKırmızı Gül mü? Ne diyordu Sakallı Celal abimiz: "Cumhuriye ilan edene kadar ciddiyet ilan etseydik". :))

İki ileri bir geri olsa da, Türkiye kendi ajandasını uyguluyor. Uzmanlık alanın, bak bakalım Osmanlının anavatanı olan balkanlara bundan önce kaç resmi ziyaret yapmış Türkiye, son 3 yıl da kaç tane yapmış. Yalnız Arap dünyasına değil Balkanlara da açılan bir tasavvur var ortada.