20 Ağustos 2010 Cuma

Hıncal Uluç'a cevabımdır



Nazi Almanyası'nın Propaganda Bakanı Doktor Paul Joseph Göebbels'in ünlü sözüdür : "Söylediğiniz yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olur ve insanların o yalana inanması o kadar kolaylaşır”

Hıncal Uluç gibiler için, bu söze ekleme yapmak gerekir : "Yalan ne kadar büyük bir özgüven ve cahil cesaretiyle söylenirse, ve yalancı kendi yalanına inanacak ruh haline geldiyse, tufaya düsenlerın sayısı o kadar artar"

Hıncal Uluç'un kaleminin ustalığına her zaman hayranlık duymuşumdur, bunu asla inkar edemem. Öte yandan, bu usta kalemini kendi egosunun emrine vermiş olmasına da bir o kadar kızmışımdır.

Hıncal Uluç, aklınızın alabileceği her konuda kendine bir saf seçer ve o safı savunmak için her türlü dezenformasyon, manipülasyon ve ajitasyon yöntemini kullanmaktan imtina etmez.

Eğer bir Anglo-Sakson ülkesinde olsaydık, en büyük yeteneği bir konu hakkında kısıtlı bilgisi olanları etkilemek olan Hıncal Uluç mükemmel bir duruşma avukatı olurdu. Avucuna alamayacağı jüri heyeti olmazdı.

Kanıt mı istiyorsunuz?
Futboldan anlamayanların futbol, tiyatrodan anlamayanların tiyatro, siyasetten anlamayanların siyaset konusunda Hıncal Uluç'un söylemlerine dört elle sarılmalarına bakabilirsiniz.

Avukatlığın bir diğer gereği de bir münazaradaki her iki karşıt görüşü de aynı hararetle savunabilmektedir. Bu da Hıncal Uluç'un bir diğer önemli hasletidir.
Kendisi sütununda savunduğu fikirleri, inandığı için yazmaz. Kendi egosuna hizmet eden pozisyonu alır. Örneğin, kendisiyle yemek yiyen yönetici ve teknik direktörlere toz kondurmazken, yüz bulamadıklarına her türlü saldırıda bulunmaktan çekinmez. Bu iki keskin uç arasında hızlıca yatay geçiş yapmaktan da utandığı görülmemiştir.
Rahmetli Özhan Canaydın, en güzel icraatini yapacak ve Hıncal Uluç'un bu çelişkilerini, spor adamlarına aynı kalıp cümlelerle 20 yıldır nasıl saldırdığını bir derleme kitapla ortaya koyacaktı. Ömrü vefa etmedi.

Bayram değil seyran değil, bu kadar zaman sonra bu Hıncal Uluç analizi nerden çıktı diyeceksiniz. Ben de bir Hıncal Uluç mağduru oldum dostlar, ordan çıktı..

Bugün Vatanda çıkan Hıncal Uluç söyleşisi şu cümleyle bitiyordu :

“Maçtan önce tribünlerde “Sonuna kadar Rijkaard” diye bir pankart asıldı.. Ben pankartı kimin ve neden açtırdıklarını biliyorum.. Eğer sevgili dostum Adnan Polat ararsa ona söylerim.”

Söz konusu pankartı bizim arkadaş grubu açtı. Pazartesi karar verdik, Salı günü para topladık, Perşembe de pankartı açtık, twitterda kanıtları bile var sürecin nasıl işlediğinin. Tek amacımız da başta kendisinin çapsız yorumları olmak üzere, Galatasaray Teknik Direktörü'ne yapılan haksız saldırılara karşı tepkimizi göstermek, hocamıza destek olarak Galatasaray'ın büyük bir fırsatı daha tepmesine karşı oldugumuzu ortaya koymaktı.

Keşke Adnan Başkan Hıncal Uluç'a arayıp sorsa da ben de bu pankartı neden açtığımızı öğrensem..
Share/Save/Bookmark